DmC: Devil May Cry - İnceleme



Beyaz, dağınık bir saç modeli. Kırmızı lağımcı ceketi, şeytani bir kılıç, ve göz kamaştıran 2 ayrı silah. Umursamaz tavırlar, rahat bir surat ifadesi ve korkusuz bakışlar. 

Öte yandan mavi desenli şık bir palto, özenle yapılmış beyaz saç modeli. Muazzam güzellikte bir kılıç. Sinirli bakışlar, ciddi bir tavır ve acımasız bir yürek. 

Melek ve Şeytan hikayesinden çok daha öte bir şeydi bu. Yeri geldiğinde aşktı, yeri geldiğinde intikam. Yeri geldiğinde Dante'nin sözleriyle "aile meselesi" idi. Yeri geldiğinde ise Vergil'ın arzuladığı gibi, sahip olunması gereken şey "çok daha fazla güç" ile ilgiliydi. Hepimiz, bunların sonucunu bir önceki oyunlarda gördük. Peki ya bunların başında ne vardı? Bunlara ne sebep oldu?

Ne aşk, ne intikam; asıl ihanet söz konusu itham...


Yıllar önce başlamıştı aslında bu hikaye. Melekler ve Şeytanlar, ayrı dünyalar içerisinde bir savaş içerisine girmişti. Gerçek dünyayı dışarıda tutmuşlardı her zaman. Uzun süre devam eden bu savaşın içinde, daha yükseklere ulaşabilen tek bir adam vardı; Mundus


Bilinmeyen şey şuydu ki; Mundus, bu derece güçlü olabilmesini tamamen sağ kolu olanSparda'ya borçluydu. Her şey yerinde gidiyordu. Mundus güçlenmeye devam ediyordu; Sparda'da öyle. Her tür arasında olduğu gibi, Melek ve Şeytan türünün arasında da bir anlaşma vardı. Fakat aşk, bu anlaşmanın kurallarını umursamamış, ve bütün dengeyi bozmuştu. Sparda, güzel ve alımlı bir Melek olan Eva'ya aşık olmuştu. Ne yaptıysa bir türlü vazgeçememiş, sonuçlarını umursamadan bu yolda gitmeye devam etmişti. Daha sonrasında ise bu aşk, tamamen bir ihanete dönüşmüş, belki de şeytanı bile ağlatabilecek derecede bir hikaye zincirine doğru sürüklenmişti. İşte her şey burada başladı, ve aslında burada da son buldu.

Dante ve Vergil. Yarı Melek, yarı Şeytan. Bu iki çocuk, Sparda ve Eva'nın eserleriydi. 7 yaşına kadar her şey onlar için sadece bir oyundan ibaretti. O zaman geldi, Mundus hamlesini yaptı. Eva'nın kalbini yerinden söküp alan bu şeytani adam, daha sonra o kalbi yiyerek bütün dengeleri tekrar bozdu. Sparda, oğullarını alıp kaçmak zorunda kaldı. Onları ayrı ayrı yerlere sakladı, hafızalarını ise tamamen silip attı. Sparda, Mundus'un onu ne olursa olsun bulacağını biliyordu. Öyle de oldu; Sparda, Mundus tarafından yakalandı ve sonsuz acı çekeceği bir büyü ile mühürlendi. Ortadan kayboldu. 

Sparda ve Eva'dan geriye kalan tek şey bu efsanevi iki melez çocuktu. Birbirlerinden habersiz büyüdüler. Farklı deneyimler elde ettiler, farklı yaşam biçimleri benimsediler. Tekrar karşılaşma zamanları geldi çattı. Artık bazı şeyleri yoluna koymanın zamanı gelmişti. Evet, bu iki veletin de yapacağı şey tamamen buydu; "bazı şeyleri yoluna koymak." 


Aslında bu tamamen Son'un bir Başlangıcı'ydı. 

DmC: Devil May Cry - İnceleme için “0 yorum” bulunmaktadır.

Bu Bir 'WebPlusBlog' Ürünü Olup Tüm Hakları Saklıdır®www.webplusblog.blogspot.com